3G neden önemli?

10 Ağustos 2011 0 Yazar: Musa Savaş

Küreselleşen dünyanın en parlak sektörlerinden biri enerjiyse, diğer kesinlikle telekom. Küreselleşen krizi en rahat geçirecek sektörler de bunlar. Enerji konusunu başkalarına bırakıyorum. Telekom sektörüne bakarsak, insanlar krizin içinde tatile gitmeyi, elbise almayı, ev almayı, araba almayı erteleyebiliyor ama iletişimi kesmiyor. Hatta böyle dönemlerde iletişimi daha da artırdıkları görülüyor.

1990’ların ikinci yarısından itibaren gelişen mobil telefon sektöründeki baş döndürücü hız sürüyor. Önceleri sadece cihazlardaki gelişmeleri takip ediyorduk, şimdi oluşturduğu iş hacmini, yeni iş modellerini ve dünyayı değiştirmesini takip ediyoruz.

İşte 3G bu gelişim çizgisinin ulaştığı zirve noktalarından biri. En azından bugün için. Yarın 4G geliyor. Bu 4G bazılarına göre teknolojide yeni bir zirve, bazılarına göre ise yeni bir şey değil. Ama şimdilik elimizde 3G var.

Halen elimizde bulunan telefonların çoğu 2G ya da 2.5G olarak adlandırılıyor. Bu 2 nesil (G; generation, jenerasyon yani nesilden geliyor), sesle konuşabildiğimiz ve 160 karakterle sınırlanan mesajlar gönderebildiğimiz, fotoğraf çekebildiğimiz, bazılarında radyo, müzik dinleyebildiğimiz telefonlar.

3G ise telefonun yanında veri iletişimini de mümkün kılan altyapı anlamına geliyor. Dünyanın değişmesine yani mobilleşmesine giden yolda önemli bir kilometre taşı. Artık bilgisayarınız olmadan da ofisinizdeki, evinizdeki pek çok şeyi yapabilir hale geliyorsunuz. “Mevcut durumda zaten yapıyoruz” diyenleriniz olduğunu duyar gibiyim. Ancak mevcut durum, 3G olmayan bir altyapıdan 3G telefonlarla kullandığımız bir sistem. Farkı, internetin yavaş olması. 3G, altyapı hızını bugünkünden ben diyeyim 10 kat, siz deyin 30 kat kadar artıracak.

O zaman da ne olacak? İşlerimizin çoğunu cep telefonlarımızdan hallediyor olacağız.

Bugünkünden çok daha yoğun bir şekilde. Cep telefonu üreticileri de operatörleri de doyum noktasına ulaştılar. Bu nedenle yeni bir teknoloji olmaksızın sektörü hareketlendirmek zor. İşte 3G ihalesinin önemi de burada. Tam küresel kriz, işten çıkarmalar, faizler, IMF’ler konuşuyorken, 3 tane firma çıktı toplamda 1 milyar euro’ya yakın bir parayı taahhüt ediverdiler. Bu hükümete önemli bir rahatlama sağlayacak.

Ama hükümet kadar Anadolu’daki binlerce cep telefonu bayisi, 3G telefonlara uygulama sağlayacak onlarca yazılım firması ve dolayısıyla yazılımcı (mesela şimdiden iPhone’lar üzerinde her bankanın şubesi açıldı bile), bu uygulamalara veri sağlayacak olan içerikçi firmalar da bayram ediyor.

Tabii firmaların 3G altyapı yatırımına cihaz, kablo, batarya vs sağlayacak olanlar da ayrıca heyecanlı. Ama operatörler de belli bir doyuma ulaşmış olan ve kendisini tekrarlamaya mahkûm olabilecek bir pazara gelen yeni rüzgâr yani veri kullanımının sağlayacağı yeni gelirden çok ümitli.

Herkesin ortak fikri, Türkiye’yi krizden 3G çıkaracak. Herkesin ortak fikri “tam zamanında oldu”.

Ama bir noktaya da dikkati çekmek lazım; 3G ihalesinde şartnameye konulan “ArGe yapma zorunluluğu”na, 65 milyonu bulan kullanıcı sayısına ve 16.7 milyar dolarlık telekom pazarının çoğunu mobil pazarın oluşturmasına rağmen, maalesef bize ait markalı cihaz tarafında zayıfız. Gerçi işadamlarımızın “üretici” olma niyeti var. Bu konuda ciddi yatırım yapanlar da var. Ancak operatör desteği şart. Umarım operatörlerimiz bu desteği verir. Hizmet tarafında ise daha bir şanslıyız. Umarız onu da değerlendirebiliriz.

(Bu yazının bir kısmı 7 Aralık 2008 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)