Bilişim 500, internet medyası ve alan adları

1 Eylül 2011 0 Yazar: Musa Savaş

Hafta başında Bilişim 500 açıklandı. 10 yıldır Bilişim 500 araştırmalarını yapan ve yayınlayan İnterpromedya, derlediği bilgileri yine güzel bir organizasyon dahilinde bizlerle paylaştı. Bilişim şirketlerinin, satış gelirlerine göre sıralandığı çalışmada 2008 yılını nasıl kapattıklarını, derli toplu görebiliyoruz.

Bilişim 500’de ilk dört bu yıl da değişmedi. Sıralama; Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Avea şeklindeydi. Daha önceleri ilk 10’un gediklisi olan fakat geçen yıl ilk 10 içinde göremediğimiz KVK bu yıl ilk 10’a beşinci sıradan girmişti. Hemen arkasında ise Gen-Pa vardı. Yani ilk altı sıra tamamen telefoncuların nam-ı diğer iletişim teknolojileri ile iştigal edenlerindi. Yedinci ve sekizinci sırada İndeks Bilgisayar ve HP ile nihayet bilgisayarcıları gördük. Tüketici elektroniği mağazası olan Teknosa bu yıl bir sıra yükselmiş ve dokuzunculuğa gelmişti. 10’uncu sırada ise bir başka sürpriz Digitürk vardı. Demek ki dijital yayın platformu alanında da ciddi bir hareketlenme var.

Bilişim sektörünün 2008 büyüklüğü toplam olarak 28,1 milyar dolar olarak açıklandı. Toplam içinde ilk 10’u oluşturan fimaların büyüklüğüne baktığımızda 24 milyar dolar gibi oldukça çarpıcı bir rakamla karşılaşıyoruz. Bir başka deyişle 10 firma 24 milyar dolar satış geliri elde ederken geriye kalan 4 milyar doları ise 490 firma paylaşıyor.

Rakamlara bakmaya devam ettiğimizde 28,1 milyar doların 20,6 milyar doları iletişim teknolojilerinin, geriye kalan 7,4 milyar doların ise bilgi teknolojilerinin olduğunu görüyoruz. Bilgi teknolojilerinin detayında dikkatimizi çeken ise yazılım sektörü. Bu sektör 1,49 milyar dolar gibi bir rakama ulaşmış. Ülkemiz adına umutlanmamak elde değil.

Emek harcanan bu çalışmaların bizle paylaşıldığı geceye ise damgasını Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım vurdu. Törenden sonraki kokteyl bölümünde basın mensupları ile sohbet eden bakanımız yeni nesil gazetecileri de sevindirecek bazı haberler verdi. Basılı olarak yayın yapmayarak sadece intenetten haber yayını yapan sitelerin çalışanları (ki onlardan biri de benim) gazeteci kabul edilmiyor. Normalde gazeteci olmamıza ve tüm görevleri yerine getirmemize rağmen yasalarımız bizleri gazeteci kabul etmiyor. Şayet yaptığımız haberlerden dolayı mahkemelik olup cezaya çarptırılsak bize gazeteci muamelesi yapılıyor. Fakat normal şartlarda gazeteci kabul edilmiyoruz. Gazetecilerin yararlandığı haklardan yararlanamıyoruz. Bir başka deyişle Adalet Bakanlığı bizi gazeteci kabul ederken, diğer bakanlıklar bizi gazeteci kabul etmiyor. Yani cezalandırmada gazeteciyiz fakat haklarda değiliz.

İşte bakanımız geniş bir yasa tasarısı hazırladığını, bunun içinde internet medyası çalışanlarının da gazeteci kabul edilmesinin öngörüldüğünü söyledi.

Diğer taraftan, internet Türkiye’ye geldiğinden beri .tr uzantılı alan adlarının dağıtılmasını organize eden ve bu konuda tek otorite olan ODTÜ Alan Adı Grubu’da yolun sonuna gelmiş görünüyor. Binali Yıldırım, alan adları dağıtım işinin ODTÜ’den alınacağını, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) verileceğini söyledi. Bu konuda çalışmaların sürdüğünü, yakın zamanda sonuçlanacağını da belirten Yıldırım, bu işlem tamamlandıktan sonra ise .tr uzantılı alan adlarının kullanımının yaygınlaştırılması için kampanya başlatmayı düşündüklerini söyledi.

Alan adları konusunda keşke zamanında ayrı ve bağımsız bir merkez kurulsaydı. Fakat dönemin siyasileri işin kolayına kaçtılar ve bu işi ODTÜ’nün üstüne yıktılar. ODTÜ yıllardır alan adı dağıtımı ile uğraşıyor ve bu konuda bir hayli yol kat etti. BTK’nın kuruluşu çok sonradan gerçekleştiği için doğal olarak alan adı işi ile uğraşamadı. Doğru olan alan adı işinin BTK tarafından yapılması. Fakat bu dönemde ODTÜ’nün elinden böyle gelir getiren bir merkezin alınmasının arkasında insan doğal olarak siyasi nedenler arıyor. YÖK konusundaki ODTÜ rektörlüğünün tutumu, yine ODTÜ’nün AK Partili Belediye Başkanı Melih Gökçek ile olan yol kavgası akıllara geldiğinde insan, “Acaba ODTÜ cezalandırılıyor mu?” diye sormadan edemiyor.

(Bu yazının bir kısmı 5 Temmuz 2009 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)