Bilişim yatırımında yeni eğilimler

21 Kasım 2011 0 Yazar: Musa Savaş

Bilişimde eğilimler yani moda deyimi ile trend, satın alma yerine kiralamaya doğru yön değiştiriyor. “Bulut bilişim” başlığı altında değerlendirilen bu model ile hem bireyler, hem de şirketler İnternet üzerinden çok ucuza bir bilgi işlem altyapısı kiralayabiliyor. Bulut bilişim, maliyet avantajının yanı sıra, kapasite esnekliği sağlıyor ve karmaşık bilişim sistemlerine ihtiyaç bırakmayarak operasyonel yükü de hafifletiyor.

İnternet olan her yerden kendi kiralık alanınız bulunan dev sunuculara bağlanarak burada tutulan verilerinize erişebiliyor, ortaklaşa ve uzaktan yazılım kullanabiliyorsunuz. Böylelikle sunucu alımı, yazılım kurulumu, güncelleme, yedekleme gibi birçok maliyet ortadan kalkıyor. Kullandığınız kadarını ödüyorsunuz. İsterseniz ADSL ya da elektrik faturası gibi aylık ödeme yapıyorsunuz.

Bu yöntem ile Türkiye’de kopya yazılım kullanan milyonlarca küçük ölçekli girişimciye de önemli bir fırsat tanınıyor. Bulut bilişim kapsamında “yazılımın kiralanması”, İngilizce’deki “Software as a Service” tanımından “SaaS” olarak kısaltılmış. SaaS, yazılımı lisanslı ve güvenli şekilde kullanmanın en uygun maliyetli yolu olarak görünüyor. Son birkaç yıldır da oldukça rağbet görüyor.

Bulut pazarında kullanıcıların yüzde 60’ı şimdilik Amerika’daysa da, Türkiye’de de bu yöntemle erişilebilen uygulamaların sayısı hızla artıyor. Öte yandan 10 yıl içinde tüm şirketlerin kiralanabilen yazılım modeline geçeceklerini beklemek de yanlış olur. Çünkü kiralama yönteminin de, satın alma yönteminin de kendilerine göre farklı avantajları var. Bunları şirketlerin ihtiyaçlarıyla karşılaştırıp karar vermek gerekiyor. Tıpkı bir araba satın almak yerine taksi kullanmak gibi! Nasıl ki kendi arabanız olmasının farklı, yolu çok iyi bilen bir şoförün kullandığı taksiye binmenin farklı avantajları varsa, yazılımın kiralanmasında da durum böyle. Yani işletmenizin teknoloji ihtiyacını bu yöntemle karşılamayı düşünüyorsanız çok iyi bir fayda/maliyet analizi yapmanız gerekiyor.

Ülkemizde bu konuda örnekler var mı diye baktığımızda karşımıza birkaç örnek çıktı. Fakat bunlar içinde en dikkat çekici olanı NetLite.Net idi. IBM ile Netsis’in iş birliği ile ortaya çıkan çözüm, küçük ölçekli işletmelerin mali süreçlerini takip edebilecekleri bir bilişim alt yapısına ayda yalnızca 27 TL ödeyerek sahip olabilmesini sağlıyor. Çözüm, Netsis’in SaaS modeline yaptığı toplam 7 milyon TL’lik ar-ge yatırımının ilk ürünü oldu. Çalışmalarda 120 Türk mühendis görev aldı. Netsis, bu alanda TÜBİTAK’ın da desteğiyle ar-ge çalışmalarını sürdürüyor ve yakında orta ölçekli işletmelere de kiralanabilen çözümler sunmayı hedefliyor.

Yazılım işiyle uğraşan firmalar tavsiyem bu iş modeline burun kıvırmasınlar. İyice bir incelesinler. Çünkü Gartner’ın verilerine göre; yazılım servisi (SaaS), platform servisi (PaaS) ve altyapı servisi (IaaS) bileşenlerinden oluşan bulut bilişimde, 2014 yılında pazar 148 milyar dolara çıkacak. Bu rakam sizce küçük bir rakam mı?

Benim tahminim bu iş modeli 2014’ten sonra son kullanıcıya da inecektir. İnmeli de. Ülkemizdeki işletim sistemi savurganlığını bir düşünsenize. Son kullanıcının satın aldığı bir bilgisayar ile birlikte gelen işletim sistemi tüketicideki yanlış algı yüzünden yine o bilgisayarın hurdaya çıkması ile birlikte hurdaya çıkıyor. Yani bozulması mümkün olmayan bir yazılımı da çöpe atıyorsunuz. Oysa işletim sistemleri de kiralanabilse ne kadarlık bir kaynak heba olmaktan kurtarılır varın siz hesaplayın.

Kısacası bulut, dünyada tüm  şirketlerin ihtiyacına yanıt verebilen dev bir makina olmaya doğru gidiyor…

(Bu yazının bir kısmı 12 Haziran 2011 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)