Bilişimde 11 ana trend

20 Temmuz 2011 0 Yazar: Musa Savaş

Bilişim sektörü tüm dünyada bilgi teknolojileriyle, iletişim kategorilerini birleştirerek yepyeni bir kimliğe bürünüyor. Bu yeni oluşum er geç ülkemize de yansıyacaktı. Fakat İnterpro’nun  her yıl yaptığı BT’nin ilk 100 firması araştırması bu yıl Bilişim 500’e dönüşerek yukarıda bahsettiğimiz oluşumu çok erkenden ülkemize taşıdı. Neden erken olduğunu düşündüğümü soracak olursanız size birden çok sebep sayabilirim. Fakat en önemli sebep olarak Türk Telekom’un iletişimdeki tekelci yapısını örnek verebilirim. Tekel olan bir sektörde sıralama araştırması yapmak ne derece mantıklı olur. Bu ana gerekçeden ötürü Bilişim 500’ün biraz erkenden ülkemize taşındığını düşünüyorum. Türk Telekom’un parçalanması veya satılması beklenemez miydi?

Bilişim sektörü sosyolojik ve ekonomik açıdan bu şekilde bir değişim geçirirken bu sektörün alt kategorilerinde ne gibi değişiklikler olacak? Yeni bin yıla girerken hangi alt sektörlerin yıldızı parlayacak, hangileri de yaşama savaşı verecek? Biz de bu soruların cevaplarını vermeye çalışırken niyetimiz kehanette bulunmak değil kendi izlenimlerimizi sizlerle paylaşmaktır. Önümüzdeki 10 yılda şunların gerçekleşeceğini düşünüyoruz.

1.Donanım pazarının büyümesi gelişmiş ülkelerde pazarında doymasından ötürü yavaşlayacak. Yani bir nevi Azalan Verimler Kanunu gerçekleşecek. Gelişmekte olan ve Az gelişmiş ülkelerde ise donanım diğer sektörlere nisbet yaparcasına büyüyecek. Dolayısıyla bilişim devi diye adlandırdığımız çok uluslu büyük firmalar genel merkezlerini gelişmekte olan ülkelere taşıyacaklar.

2.Microsoft genel merkezini Kanada’ya taşıyacak. Yani Microsoft bir Kanada firması olacak. Bu taşınmasının sebebi birinci maddedeki gerekçe değil tabii ki. Amerikan Hükümetinin açtığı davalarla boğuşmaktan bıkan Bill Gates böyle radikal bir çözümle herkesi şaşırtacak.

3.Kanada Hükümeti bu taşınmadan cesaret alarak yazılımcılara özel düzenlemeler yapacak ve yazılım sektörü Kanada ile anılır olacak.

4.Donanım alanında gelişmekte olan ülkelerden yeni ve büyük firmalar çıkacak. Üretim tamamen az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kayacak. Dolayısıyla dünyanın bir çok yerinde yeni Silikon Vadileri oluşacak.

5.Herkesin beklediği gibi bilgisayarlarla televizyonlar kaynaşmayacak. Üreticiler her ürünü kendi kategorisinde daha da geliştirecekler. Televizyonlar ekran olarak büyürken kalınlık olarak iyice incelecekler. Artık duvara tablo asar gibi Televizyon asacağız. İnsanlar için önemli olan daha büyük ve daha net görüntü olacak.

6.Yukarıdaki bir maddenin sonucu olarak TV’ler kullanıcı veya seyircilerini internete taşıyan araçlar haline gelecek. Dijital TV bu süreci hızlandıracak. Artık bir ürününün ne kadarı bilgisayar ne kadarı TV olduğunu anlayamaz hale geleceğiz.

7.Cep telefonlarındaki teknoloji GSM’den CDMA’ya (Code Division Multiplie Access) kayacak. Dolayısıyla uçakta bile cep telefonuyla konuşur hale geleceğiz. Ayrıca cep telefonlarının ekranı büyüyecek. Bu büyüklük sınırlıda olsa internette sörf yapmamıza imkan verecek. Herkesin cep telefonu numarası aynı zamanda kimlik numarası olacak.

8.Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki iletişim tekelleri bir bir yıkılacak. Çok uluslu Telekom şirketleri portföylerine yeni ülkelerde ekleyerek iyice büyüyecek. Tüm dünyadaki iletişim şirketi sayısı 10 bilemediniz 15 olacak.

9.Yukarıdaki durumdan korkmanıza gerek yok. Çünkü iletişim firmalarının kendi aralarındaki rekabet korkunç tabir edebileceğimiz boyutlara varacak. Bu da tüketiciye yarayacak. Tüm dünyada şehir içi görüşmeler ücretsiz olacak.

10.CD-ROM’lar görevlerini tamamlayarak köşelerine çekilecekler. Bu piyasanın yeni aktörü DVD olacak. 2000’lerin başından itibaren tüm dünyadaki bilgisayar üreticileri standart konfigürasyonlarına artık DVD sürücüyü koyacaklar. Bu durum DVD fiyatlarında büyük düşmelere sebep olacak. Ülkemizdeki bilgisayar dergileri dergiyle beraber artık DVD verecekler. 🙂

11.İnternet basılı yayınları öldüremeyecek aksine medya arenasında yeni bir enstürman olarak yerini alacak. Ülkemizdeki gazetelerde (ümit ederim) tüm dünyadaki emsallerini örnek alarak gazeteyi olduğu gibi internete koymak yerine, internet yayınları için ayrı editör kadroları istihdam etmek zorunda kalacaklar.

Aslında bu tahminlerimizi sizler daha da geliştirebilirsiniz. Bazı maddelere “Amma uçmuşun Musa sende!” diyeceğinize eminim. Fakat ömrümüz olursa yaşar ve görürüz.

Bu arada PC World’ün Eylül satışı hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum. Eylül’de derginiz tam 46.293 adet bayi satışına ulaştı. Ekimde bu rakamın daha da artacağını tahmin ediyoruz.

Hayallerimizi gerçekleştirme yolunda bize destek olan ve bu rakamlara taşıyan siz okurlarımıza çok teşekkür ediyoruz.

(Bu yazı 19 Ekim 1999 tarihinde yazılmış ve bir kısmı PC World dergisinin Kasım 1999 sayısında Editörden köşesinde yayınlanmıştır.)