Cep telefonu almayı düşünüyorsanız

1 Temmuz 2014 1 Yazar: Musa Savaş

Mobil operatörlerin kendi markalarıyla cep telefonu üret(tir)meye ve bunu müşterilerine satmalarına karşıyım. Fakat son dönemlerde operatörlerin bu konudaki çalışmaları benim fikirlerimi bir hayli etkilemeye ve dönüştürmeye başladı.

Önce neden karşı olduğumu söyleyeyim. Ben herkesin kendi yaptığı ve iyi bildiği işle uğraşmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Operatörsen o işi en iyi yap. Platformunu geliştir ve büyüt. Müşterilerinin kesintisiz ve her zaman ulaşılabilir olması için ne gerekiyorsa yap.  Yatırım maliyetlerini başa baş noktasına getirdiğinde buradan doğacak avantajı müşterilerine daha düşük faturalar olarak yansıt. Bu ve bunlara benzer birçok şey. Benim operatörlerden beklediğim budur. Dolayısıyla cep telefonu operatörlüğü ile cep telefonu üreticiliği kesin çizgilerle ayrılmalı. Ayrılmalı ki müşteri memnuniyeti daha fazla dikkate alınabilsin.

Biz bunları söylerken operatörler kendi markaları ile cep telefonu çıkardılar. Önce hangisi çıkardı hatırlamıyorum ama Turkcell, Vodafone, Avea hatta son dönemde TTNet bile çıkardı. Cep telefonu ile kalmadılar tablette çıkardılar. Mevcut tarifenize ek bir fiyatla vadeli olarak vermeye başladılar. Aslında ben bunu haksız rekabet olarak yorumlasam da ek fiyatla cep telefonu verme işini sadece kendi markalarına yapmadılar. Neredeyse tüm marka cep telefonlarını operatörlerden taahhüt ve ek ücret karşılığı alabiliyorsunuz. Dolayısıyla satış pazarlama tarafında haksız rekabet yaptıklarını söylemem doğru olmaz. Satış konusunda tek haksız rekabet bu yılın başında uygulamaya giren ve halen de yürürlükte olan, pazardaki telefon satıcılarının cep telefonlarının satışında kredi kartına taksit yapamamaları şeklindeki ilgili kurumun kararı oldu.

Üretim tarafında ise haksız rekabet yaptıkları şeklindeki düşüncem devam ediyor. Fakat ilginç olan son dönemde Avea ve Turkcell’in kendi markaları ile çıkardığı iki telefon fikrimi değiştirmeye başladı. Avea’nın inTouch3 Large ve Turkcell’in T50’si beni gerçekten şaşırttı.  Gerek tasarımları, gerek fiyatları, gerekse de sahip oldukları teknik özelliklerden çok etkilendim.

Bu telefonları karşılaştıracak değilim. O benim işim değil. Eminim internette yayın yapan teknoloji siteleri bunu yapacaklardır. Şunu söylemek istiyorum. Bu telefonlar sadece operatörlerin markası basılmış standart cihazlardan değil. Gerçekten üzerinde ciddi bir Ar-Ge ve inovasyon var. Türk mühendislerin bu cihazların üzerine ekledikleri katma değeri ise söylemem gerek bile yok.

Turkcell’in T50’sinin üç şeyi dikkatimi çekti. Birincisi tasarımı ve hafifliği, ikincisi ses kalitesi, üçüncüsü 4G’li oluşu. Tasarımı çok şık ve göz okşuyor.  Kaç gramdır bilmiyorum ama elinize aldığınızda abartı tabirle hissetmiyorsunuz bile. Oldukça da hafif.  Bulunduğunuz ortamdaki sesleri engelleyen bir teknolojisi var. Sesiniz karşıya gayet net gidiyor. 4G ise henüz ülkemizde yok ama bu telefonda var. Yol haritasında bir değişiklik olmazsa 2016 başında 4G teknolojisini ülkemizde kullanıyor olacağız.

Daha önce Samsung ve iPhone telefonlarının maliyetlerini ve ülkemizdeki fahiş fiyatlardan satışlarını yazmıştım. Dolayısı ile cep telefonlarına tonlarca para ödenmesine sıcak bakmıyorum. Her ne kadar tamamını henüz üretemesek de operatörlerin kendi markaları ile cep telefonu üretimi, bu pazarda taşların yerine oturması açısında faydalı olacak diye düşünmeye başladım.

Bu yazıyı okuyunca eminim ki benim hangi telefonu kullandığım konusunda çeşitli geyikler dönecektir. Onu da söyleyeyim. Ben Avea inTouch3 Large kullanıyorum. Bundan sonra da operatör telefonlarını kullanmayı düşünüyorum. Yeni telefon almayı düşünüyorsanız operatörünüzün verdiği kendi markası olan telefonu bir deneyin derim.

(Bu yazının bir kısmı 8 Haziran 2014 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)