Daha çok aydınlık:2

28 Temmuz 2011 0 Yazar: Musa Savaş

Geçen haftaki yazımızda patladı patlayacak denen Bilişim Sektörü harbiden 1999’da patlayacak demiştik. Bu patlamanın arkası nasıl gelecek diyede sormuştuk ve bunun cevabını bu haftaya bırakmıştık.

Şimdi de bu sorunun cevabını verelim. Rakamlardaki bu patlama cirolara da yansıyacağı ve sektör toplamda diğer sektörlerle kıyaslandığında artık hatırı sayılır bir noktaya geleceği için otomatikman resmi makamların dikkatini çekecektir. Çünkü artık ele avuca gelen bir Bilişim Sektörü mevcuttur ve bu sektörün geleceğide parlaktır. Dolayısıyla bir an önce kontrole alınmalıdır. Devlet baba hala geleneksel olduğu ve geleneksel babalar gibi düşündüğünden ve “Gelinlik kızı başıboş bırakırsan ya davulcuya, yada zurnacıya gider” sözüne de babalarımız gibi can-ı gönülden inandığı için savunma mekanizmaları otomatikman harekete geçer. Kızını dizinin dibine oturtur bir eliyle saçlarını okşarken diğer taraftan da konuşmaya başlar. Muhtemelen de şöyle bir diyalog geçer:

-Sevgili kızım Bilişim hele gel şöyle dizimin dibine sana diyeceklerim var.

Kızcağız kendini bildi bileli kendisi yokmuş gibi davranan babasının bu sevecen tavrı karşısında heyecanlanır ve koşa koşa denileni yaparken şu cümlelerlede başına geleceklere yol açmış olur.

-De buba.

-Bağh kızım artık böyüdün. Gelinlik kız oldun. Taliblerin çıkmaya başlamıştır. Dolayısıyla herkesin gözü üzerindedir. Şu diyeceklerimi harfiyen yap yoksam bacaklarını kırarım.

-Heç olur mu buba. Ben senin sözünden dışarı çıkarmıyım..

-Çeşmeye yalnız gitmeyeceksin. Abin Türk Telekom sana ne derse yapacaksın. Anan Ulaştırma Bakanlığının sözünden dışarı çıkmayacaksın. Tarlada daha çalışkan olacaksın ki dış borçlarımızı ödeyebilelim. Aman yüzümüzü kara çıkaracak bir hareket yapma sonra şerefimiz iki paralık olur. Sen bizim kızımızsın, biz bazı kusurlarını affederiz. Ama deden Megeka’nın kulağına giderse seni de bizi de vurur. Hadi göreyim seni kızım.

Kızcağız yıllar sonra babası tarafından farkedilmenin ve kendisiyle ilgilenilmesinin sarhoşluğu ile herşeye evet diyecektir, gelecekte içine düşeceği açmazları tahmin edemeden.

Kısadan hisseye gelince 2000 yılının sonuna doğru Bilişim sektörünü düzenlemek için bir sürü kanun çıkacak belki de Bilişim Bakanlığı kurulacak. Çıkan kanunların yüzde 80’i bilişim vergileri ile ilgili olacak. Bilgisayar fiyatlarındaki vergi oranları otomobil vergi oranları ile yarışacak.. Gelişmekte olan bir sektörü öyle anlamsız kanunlarla sıkacağızki “Bilişim” isimli kızımızı bir gün ipin ucunda sallanırken göreceğiz.

(Bu yazı 29 Kasım 1999 tarihinde yazılmış ve bir kısmı bu tarihi takip eden ilk Pazartesi günü dağıtılan Computerworld dergisinde Editörden köşesinde yayınlanmıştır.)