Ruh ve Nefs
Nefs: “Ne erkek gibi erkek, ne de kadın gibi kadın kalmamış.” Ruh: “Bunları söyleyenler nedense insan gibi insan kalamayanlar.”
Kötü insan…
Onlar kendilerini deniz yıldızı hikayesindeki fark yaratan kişi zannetmeye devam etsinler, keşke sen sahile vurmuş deniz yıldızı olarak kalsaydın. Unutmadan… Kötü insan dedikodu yapar. Daha kötü insan ise dedikodu yapılsın diye can atar. Ben mi?.. Sadri Alışık’ın dediği gibi: “Seni öyle bir severim ki dengeni kaybedersin. Kiliseye gider, ‘Selamün aleyküm’ dersin.”
Ruh ve Nefs
Nefs: “Bu hafta, içine doğduğun ve yaşamak zorunda kaldığın kurgunun dışına çıkmaya, özgürce yaşamaya ne dersin?” Ruh: “İnsan tuluma benzer, ağzını açarsa söner.”
Yalnızlığın en kötüsü…
Şeytan’ını merak ediyor ve O’nunla tanışmak istiyor musun? O zaman kendi içine yolculuk yapmalısın. Unutmadan… Hiç kimse kendi gölgesinin dışına çıkamaz… Yani… Her insan en az kendisi kadar yalnızdır. Ben mi?.. Yalnızlığın en kötüsünü yaşıyorum. Beni anlamayanların arasında kaldım.
‘İç’ini kaybedenler…
İşten eve, evden işe… Yazın tatile… İşten işsizliğe, işsizlikten işe… Diğer yandan, her hıyarım var diyene tuzunu alıp koşuyorsun. Sorayım sana… Sen yaşıyor musun? Unutmadan… Bugün var, yarın yok geçici ilişkiler ve insanlar yüzünden gerçek insanları kaybediyorsun. Ben mi? Düşünüyorum… İşini kaybedenler için İş ve İşçi Bulma Kurumu var. ‘İç’ini kaybedenler ne yapacak?