Güçbirliği şart

20 Eylül 2011 0 Yazar: Musa Savaş

Bilişim sektörünün her yıl aynı zamanlarda fakat ayrı mekan ve şehirlerde yapılan iki özel etkinliği var. Bunlardan birisi İstanbul’da yapılan Compex Uluslararası Bilgisayar, Tüketici ve Ev Elektroniği Fuarı, diğeri ise Ankara’da gerçekleştirilen Bilişim Kurultayları.

Compex fuarları bu yıl kapılarını 34. kez açtı. Her yıl 300’den fazla firma bu fuara katılıyor. Ziyaretçi sayısı ise 150 bini buluyor. Yıllardır yapılan, istikrarlı ve ülkemizin markası haline gelmiş bir fuar. Compex, Cebit’in profesyonel, devasa ve birazda seviyeli duruşunu inat daha tüccar, mütevazi ve sıcak havası ile nedense bana daha sempatik gelmiştir. Ülkemizdeki bir çok insan bilgisayar ve benzeri cihazları ilk kez bu fuarlarda görmüştür. Şehrin merkezinde yapılıyor oluşu ise diğer bir artısıdır. Fuardan yorgun olarak çıktığınızda yorgunluğunuzu atmak için boğazda bir çay içmek veya Beyoğlu’nun curcunası içinde kaybolmak sadece bir kaç dakikalık yürüme ile mümkündür.

Bilişim Kurultayları ise ülkemizin en büyük sivil toplum örgütlerinden olan Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından yapılmaktadır. TBD 10 bine yakın üye sayısı ve 30 yıllık geçmişi ile ülkemizin ve bilişim sektörünün en büyük örgütüdür. Her yıl Ankara’da Bilişim Kurultayı yapmaktadır. Bu etkinliklere katılan sayısı ise 10 binin üzerindedir. TBD düzenlediği bu kurultaylarda eskiden sadece kamuyu kucaklarken son yıllarda özel sektörü de ciddi oranda bu etkinliğin içine çekmeyi başarmıştır.

Özellikle son iki yıldır bu iki etkinlik aynı tarihlere denk geliyor ve biz sektör çalışanları ya ikiye bölünüyoruz ya da bir şekilde ikisine bir katılmaya çalışıyoruz. Hadi bu durum bizim meselemiz. Neticede biz gazetecilerin böyle bir durumdan şikayetçi olmaya hakları yok. Fakat asıl değinmek istediğimiz başka.

Dünyada tüm fuarlarda bir evrimleşme söz konusu. Artık ürün sergisi veya satışı popüler deyişle out. Fuarlar daha ziyade konsept ürünlerin sergilendiği ve gelecekten haber veren yerler haline geldi. Yine önemli bir evrimleşmeyi de insanları bir araya getirme ve ilgili oldukları konularda çözümler üretme şeklinde yaptılar. Diğer bir deyişle fuarlar, gelecekte çıkacak yeni ürünlerin sergilendiği yerler olurken, bir araya gelmekte zorlanan şirket yöneticilerinin kolay buluşma noktası oldu. Bunlara akademisyenlerde katılarak fuarlarda ilgili oldukları sektörün geleceğine ilişkin panellerin ve forumların yapıldığı çözüm merkezleri konumuna geldiler.

Nitekim ülkemizdeki Cebit Fuarı bu üç yapı taşını bünyesinde barındıran bir yapıya sahip. Akademisyenlerle iş dünyasını bir araya getiren Bilişim Zirvesi isimli bir etkinliği var. Bu etkinlik fuarla aynı zamanda aynı mekanlarda yapılıyor. Dolayısı ile herkese çok büyük bir zaman avantajı sağlıyor.

Tüm bunlara bakarak şunu açıkca söyleyebiliriz ki İstanbul’da yapılan Compex ile Ankara’da yapılan Bilişim Kurultayı birbirini tamamlayan iki puzzle parçası. Bu iki etkinliği organize eden yetkililerin tüm önyargılarından uzak bir şekilde bir araya gelip birlikte çalışma konusunda ciddi olarak kafa yorması gerekiyor. Şayet bu resime üçüncü puzzle parçası olarak ABD’de yapılan CES’i de katabilirlerse ülkemizin en güzide etkinliği olacağını söylememe gerek kalmayacaktır.

Bu konuda daha bir çok şey yazabilirim. Fakat ne demek istediğimi ilgili yerler anladı sanırım. Fakat ben yine de isimleri telafuz ederek bir kez daha yazmak istiyorum. Compex’i organize eden Rönesans Fuarcılğın sahibi İsmet Göksel ile Bilişim Kurultaylarını organize eden Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Turhan Menteş’e sesleniyorum. Bir araya gelin şu bahsettiğimiz konuyu bir görüşün. Çünkü böyle giderseniz bu markalar hak ettikleri yere gelme konusunda daha çok zaman kaybedecek. Sinerji şart. Bir an önce şu işi halledin.

(Bu yazının bir kısmı 22 Kasım 2009 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)