Kendine gel Google!

31 Ağustos 2010 0 Yazar: Musa Savaş

Yirmi yıldır bilişim medyasındayım. Birçok bilişim şirketinin ilk doğduğu zamanı, nasıl emeklediklerini, hangi yardımlarla büyüdüklerini ve ne gibi hatalarla batmaya doğru yol aldıklarını gördüm, yaşadım.

Bunlardan biri de Google. Larry Page ve Sergey Brin 1995 yılında Silikon Vadisinde yer alan Stanford Üniversitesinde tanıştılar. Arama motorunu yaptıklarında ilk verdikleri isim BackRub idi. Fakat sonradan 1997’de Google oldu. Süreç içinde verdikleri akılcı kararları aynı tutarlılıkta uygulayarak Google’ı bügünkü 6 milyar dolara koşan ciroya ulaştırdılar. Bu büyüklüğe ulaşmalarındaki en büyük stratejileri, tüm dünyaya hitap edebilmek için yerelleşmeye önem vermeleriydi. Bunda çok başarılı oldular ve karşılığını da fazlasıyla aldılar.

Fakat gelin görün ki yerelleşmeye büyük önem veren bu kurumun hizmetlerinden biri olan haritalar (Maps) KKTC üzerinde bir garip çalışıyor. Kıbrıs Rum Kesimininde problemsiz çalışan ve sokak isimlerini bile onların alfabesine göre yazan Google, KKTC tarafı söz konusu olunca dilsiz kesiliyor. Siz de çok rahat bakabilirsiniz. Google Maps’den Kıbrıs adasını bulun. Lefkoşa’nin üstüne gelin bakın. Adaya 50 km’den baktığınızda oratada bir Cyprus yazısı ve büyük yerleşim yerlerinin hem latin harfleri hem de Yunan harfleri ile isimleri var. Sadece bir yerin ismi latin harfleri ile Nicosia diye yazılmış. Yani Lefkoşa diye bir yer yok. Bu Google’ın yaptığı terbiyesizliklerden ilki. Devam edelim.

10 km’ye yaklaştığımızda değişen bir şey yok. Hem latin harfleri hem de Yunan harfleri ile çokca yer adı. Lefkoşa yok, Nicosia var. 500 metreye yaklaştığımızda semt, cadde ve yol isimleri bizi karşılıyor. Rum tarafında Rumca. Nedense bizim tarafta yine bir çifte standart var. Cadde isimleri Türkçe. Fakat semt isimleri hem Türkçe hem Rumca. Tamam, Rum Kesiminde Türkçe isim beklemiyoruz ama Latinceye ne oldu? Dolayısı ile bu ikinci terbiyesizlik. Devam edelim.

Fazla uzatmadan 50 metreye gelelim. İşte terbiyesizliğin asıl büyüğü burada. Rum kesiminde caddeler sokaklar Rumca. Fakat bizim taraf bomboş. Evet yanlış duymadınız. Caddeler sokaklar var ama hiçbirşey yazmıyor. Ne Türkçe, ne Latince ne de Rumca. Bir düşünün. Ticari bir şirket için ne kadar mantıklı bir davranış bu? Bir tarafta Rum (tahmini yaklaşık 801 bin nüfus)* ve Yunanistan (tahmini yaklaşık 11,3 milyon nüfus)*. Diğer tarafta KKTC ( yaklaşık 264 bin nüfus)** ve Türkiye (72,5 milyon nüfus)***. 13 milyon kişi için 73 milyonun hassasiyeti göz ardı ediliyor. Üstad’ın dediği gibi “Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa”.

Bunun sorumlusu kim? Google’mı? Yoksa Google’ın kurucuları mı? Hayır. Bunun sorumlusu Google Türkiye ofisinde oturan ve kendilerini Türk bildiğimiz yönetici kişiler. Yahu insan bu kadar duyarsız olur mu? Kıbrıs konusu hem Türkiye hem de KKTC için çok önemli bir konu. Türkiye hükümeti bu konuyu bir çözüme kavuşturmak için bir çok uluslararası platformda mücadele ediyor. Sizler dünyanın en büyük uluslararası şirketinde mensubu olduğunuz ülkenin çıkarlarını ne derece savunuyorsunuz? Yazık, çok yazık.

Mustafa Denizli’nin Türk Milli Takımının Teknik Direktörü olduğu dönemde dillendirdiği “İçimizdeki İrlandalılar!” bunlar olsa gerek.

*http://epp.eurostat.ec.europa.eu/tgm/refreshTableAction.do?tab=table&plugin=1&pcode=tps00001&language=en
**KKTC Devlet Planlama Örgütü KKTC 2006 Genel Nüfus ve Konut Sayımı
*** http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=6178

(Bu yazının bir kısmı 12 Mayıs 2010 tarihli Star Kıbrıs gazetesinde yayınlanmıştır.)