Turkcell Türk Kalmalıdır

26 Temmuz 2013 0 Yazar: Musa Savaş

Geçen haftanın popüler konularından birisi Turkcell’in, Altimo ile süregiden davası konusunda İngiltere’deki Üst Mahkemeden verilen son karardı.

Karar uzun zamandır bekleniyordu ve bazı borsa analistlerine göre, borsada da fiyatlandırıldı. Hatta yüzde 51’lere varan kazançlar bile mümkün oldu. Çünkü ortakların birbiriyle hisse çekişmeleri nedeniyle, dünyanın en karlı telekom şirketlerinden birisi olan Turkcell’de 2 yıldır temettü dağıtılamıyor. Şirketin kasasında nakit bolluğu var.

Üst mahkeme kararının ilginç yanı “ne şiş yansın, ne kebab yansın” tadında olmasıydı. Bunun üzerine her iki firmanın kendi tezlerini haklı gösteren basın açıklamaları gelince, Reuters ve Foxnews gibi haber ajansları birbirlerinin tersine haberler yayınlarken, ülkemizde de 3 saat içinde haberi 4 kere revize eden gazete siteleri oldu. Bahse girerim ki, aşağıdaki detayı okurken sizin de kafanız karışacak.

Karar; düşülen temerrüdü “teknik” olarak sınıflandırarak, Turkcell’in kredi borcunu ödeyerek hisselerine sahip çıkabilmesine olanak sağlarken, Altimo’nun itirazını da “Evet. Turkcell temerrüde düşmüştürç” şeklinde onaylıyordu.

Önce olay neydi, kısaca bakalım; Turkcell’in ortaklarından Çukurova Holding 2005 yılında Pamukbank-Yapı Kredi Bankası sorunları nedeniyle para sıkıntısına düştüğünde, önce şirketin diğer büyük ortağı TeliaSonera’ya gitti ve hisseler için bir anlaşma yaptı. yüzde 67 gibi bir hisse oranına ulaşacak olan TeliaSonera için bu anlaşma, bir rivayete göre hisselerin değerinin altında ele geçirilmesi anlamına da geliyordu.

Tam bu esnada ortaya Rus Alfa Grubu çıktı. KGB geçmişi olan kişiler tarafından kurulduğu bilinen bu firmanın telekom kolu (Altimo), Çukurova Gurubu ile içinde bir kısım Turkcell hisse rehininin de olduğu bir anlaşma yaptılar. Bu anlaşmanın detayları çok net bilinmemekle birlikte, Çukurova ve Rus Alfa, vergi cenneti olarak bilinen British Virgin Adalarında Turkcell Holdings BV adıyla bir şirket kurdular.

Bu esnada eli böğründe kalan, hisseleri ucuza kapatacağı düşüncesinde olduğu sanılan TeliaSonera ise çeşitli yerlerde bir çok dava açtı.

Kredi anlaşmasının üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra, nisan 2007’de Alfa’nın Türkiye’deki telekom kolu olan Altimo birden ortaya çıkıp “Çukurova kredilerini ödemekte temerrüde düştü, bu nedenle Turkcell hisseleri bizim” şeklinde duyuru yaptı.

Olaya yakın uzmanlar, temelde, TeliaSonera’nın açtığı, yukarıda belirttiğimiz davalarından birinde verilen tazminat cezasının sözkonusu olduğuna işaret ediyorlar. 155-905 milyon dolar arasında olabilir şeklindeki kararın Çukurova’yı sıkıştıracağı iddiası ile Altimo kredinin tamamını geri istedi.

Yine bir rivayete göre, bu aslında Altimo ile TeliaSonera arasında danışıklı dövüş anlamına geliyordu. Yani hazır üst limiti 905 milyon dolar olan bir tazminat kararı varken, 1,3 milyar dolar civarındaki kredi geri ödemesi ile Çukurova’nın canına okunacaktı.

Ama Çukurova bu talebe 8 gün içinde geri cevap döndü ve kredinin tamamının ödeyebileceğini söyledi. Parayı da Altimo’ya gönderdi ama Altimo bu ödemeyi kabul etmedi. Hisseleri hak ettiğini iddia etti. Sonra da bu olayı her iki taraf karşılıklı olarak mahkemeye taşıdılar.

British Virgin Adalarında görülen davada karar önce Çukurova lehine çıktı, temyizde tam tersi oldu, Altimo kazandı. Bu sefer gidilen temyiz mahkemesi, İngiltere’deki Privy Counsil olarak bilinen üst mahkemeydi. Karar nerdeyse iki yıldır bekleniyordu.

Ama karar beklenirken de, Altimo ve TeliaSonera boş durmadılar. Önce 2011 yılında olağan genel kurulda, yönetim kurulu ibra edilmedi. Bu nedenle de ortaklara temettü dağıtımı mümkün olamadı. Arkasından 2011 ekiminde, yönetimi ele geçirmek için bir olağanüstü genel kurul organize edildi ama bu kurul gerçekleşemedi. Derken 2011 kasımında Stockholm’deki bir basın toplantısında TeliaSonera ve Altimo, bir yıl içinde Rusya ve Türkiye’deki varlıkları için bir ortak şirket kuracakları ve iki tarafı (yani Megafon ve Turkcell) birden idare edecekleri açıklamasında bulundular. Bu olay gerek üçüncü ortağın itirazları ve gerekse her iki firmanın birbirlerine güvenememesi sonucunda gerçekleşmedi.

Arada, genel kurulun bloke edilmesi, çeşitli basın açıklamaları,  “Türk firmasını değiştirmeyeceğiz” açıklamaları  vs dahil her türlü psikolojik baskı unsuru kullanıldı.

Ama mahkemenin kararı henüz hisselerle ilgili tam süreci açıklamamakla birlikte Çukurova’nın ve dolayısıyla da iki yıldır temettü bekleyen hissedarların önünü açmış gözüküyor.

(Bu yazının bir kısmı 10 Şubat 2013 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)