Üç buçuk (3,5) telekom şirketi

25 Kasım 2011 0 Yazar: Musa Savaş

Rahmetli Turgut Özal Başbakanlığı döneminde bir ara medya ile fena takışmıştı. O kavga sırasında “2,5 (iki buçuk) gazete kalacak” demişti. Bu sözü o dönem bir hayli ses getirmişti. Sonrasında da bizler neyin küçüleceğini görsek veya küçülmesini istesek bu sözü kullanır olduk.

Nitekim Temmuz ayının son haftası gerçekleştiğini öğrendiğimiz Vodafone’un Koç.Net’i 30 milyon TL’ye satın alması (Vodafone 2010’un başında da Borusan Telekom’u satın almıştı) konusuda akıllara Özal’ın bu sözünü getirdi. Hatta telekom sektöründe çalışan, hadi biraz daha ileri gideyim, Alternatif Telekom Operatörlerinden birinin Genel Müdürü ile konuyu değerlendirirken onun dudaklarından şu cümle dökülmüştü: “2,5 (iki buçuk) telekom şirketi kalacak!” Bu ikibuçuğu şöyle açmıştı: “1.Türk Telekom, 2.Turkcell ve buçukta Vodafone.” Avea’ya ne oldu diye konuya girmeyin. Avea’yı Türk Telekom içinde sayıyoruz.

Oysa bir zamanlar yüzden fazla telekom şirketimiz vardı. Herkes telefon görüşmelerinin ucuzlayacağını hatta şehiriçi görüşmelerin bedava olacağını bekliyordu. Bazı kararların siyasi otorite tarafında yavaş alınması ve uygulamaya geçişlerininde aynı yavaşlıkta olması telekom şirketlerinin bir çoğunun kapanmasına yol açtı. En son aktif olan 10 civarında Alternatif Telekom Operatörü kaldı deniyordu. Bu rakamı doğru kabul edersek artık 9 diye revize etmemiz gerekecek.

Önümüzdeki günlerde bu rakamı 8 diye revize edeceğiz gibi görünüyor. Nitekim Turkcell’de Yıldız Holding’in (Ülker Grubu) telekom şirketi Global İletişimi satın almak için görüşüyor. Son anda bir problem çıkmazsa satın almanın duyurulması bu ayın sonunu bulmaz. Şu detayı da vereyim. Turkcell, Global İletişimi satın alma işini Superonline üzerinden yürütüyor.

Görünen o ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bazı sektörlerde konsolidasyon kaçınılmaz. Bu durumu eminim ki siyasi otoritelerde görüyorlar. Peki böyle mi olmalı? Bu soruya verebileceğimiz cevap: “Keşke böyle olmasa, maalesef böyle.” Gelişmiş ekonomileri de incelediğimizde o ekonomiler içindeki her sektörde en fazla bir elin parmakları kadar büyük oyuncu var. Bu büyük oyuncular bulundukları sektörün yüzde 75’inden fazlasını ellerinden tutuyorlar. Geriye kalanı ise onlarca küçük oyuncu kendi aralarında paylaşıyor. Ülkemizde de telekom sektörü dünyaya en hızlı entegre olan sektör olduğundan olsa gerek böyle bir yapıya bürünmeye doğru yol alıyor. Fakat bir farkla, görünen o ki böyle giderse bizim telekom sektörümüzde hiç küçük oyuncu kalmayacak. Çünkü hangi Alternatif Telekom Operatörünün yetkilisi ile konuşsam şirketlerini bir şekilde büyüklere satıp gıda işine girmeyi düşündüklerini söylüyorlar.

Sektör bu hale nasıl geldi? Yukarıda da dediğimiz gibi siyasi otoritenin sektör ile ilgili kararları alıp uygulamasındaki yavaşlıktan dolayı. Peki, siyasi otorite hızlı karar alıp uygulasaydı böyle olmaz mıydı? Yine böyle olurdu. Fakat şimdilerde değilde bu satın almaları 2015’lerde konuşuyor olurduk. Yani değişen bir şey olmazdı. Tek farkı Alternatif Telekom Operatörleri bir süre daha yaşardı. Belki içlerinden bazıları büyük oyuncular ligine çıkabilirdi. Bir de orta ölçekli bir kaçtane oyuncu olurdu. Fakat şimdiki durumda büyük oyuncular ve küçük oyuncular var. Arası yok. Orta ölçek oyuncuların olmadığı bir sektör yapılanmasının ne kadar sağlıklı olduğunu bize zaman gösterecek.

Görünen o ki telekom sektörü 3,5 (üçbuçuk) şirketlik bir yapıya bürünüyor. Bunlar birinci Türk Telekom grubu, ikinci Turkcell grubu, üçüncü Vodafone grubu ve buçuğu oluşturan küçük oyuncular. Bu yapı nasıl değişir? 4,5 (dörtbuçuk) olur mu? Tabii ki olur. Büyük gruplar içlerinde ciddi yer tutan şirketlerinden birini başka bir şirkete satabilirler. Örneğin Türk Telekom grubu Avea’yı başka bir şirkete satmak isteyebilir. Avea gibi bir şirketi ülkemizde satın alabilecek büyüklükte şirketlerde var.

(Bu yazının bir kısmı 7 Ağustos 2011 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)