ABD, internetin yönetimini bırakıyor
ABD hükümetinin internetin kontrolünü (internet governance) ICANN’e bırakmaya hazırlanıyor. Bunun detaylarını yazmadan önce internetin teknik yapısı ve işleyişi hakkında hakkında size bazı bilgiler vermek istiyorum. Bu bilgiler işinize yarar mı bilmem ama bu yazıyı anlamanızı sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Bildiğimiz anlamdaki internetin çalışması, Alan Adı Sistemi (Domain Name System – DNS) sayesinde gerçekleşir. Bu sistem bir piramit gibidir ve en üstte 13 adet kök kaynak sunucusu vardır. Kök sunucularının hemen altında üst alan adı sunucuları (TLD) yer alır. Onların altındaysa ikincil alan adı ve sonraki alan adı sunucuları yer alır. Siz bilgisayarınızın ekranında bir internet sitesinin ismini yazdığınızda, bilgisayarınız DNS sunucularına sırasıyla sondan başa doğru yani bir TLD olan .com’dan başa doğru adres sorar ve sonunda ilgili sitenin IP adresine bağlanır.
Yani sözün kısası bu devasa siber dünyanın çalışması aslında 13 adet kök sunucuya bağlıdır. Fakat tüm internet trafiği bu 13 sunucu üzerinden geçmez. Öyle bir trafiği kaldıracak bilgisayarların yapılabildiğini sanmıyorum. Varsada birileri beni bilgilendirirse sevinirim. İnternetin dağıtık yapısı sayesinde trafik cache servisler üzerinden döner. Kök kaynak sunucular sadece TLD isimlerindeki kayıtları yaklaşık 48 saatlik periyotlarla bir liste ile güncellemekten sorumludur. Dolayısıyla bu sunucuların tamamına yapılacak başarılı bir saldırı tüm interneti çökertebilir. Çökertebilir diyoruz çünkü bu iddia henüz ispatlanabilmiş değildir. Hâlâ teoridedir.
İşte ABD yönetimi, şimdi bu kök kaynak sunucuların yönetimini tamamıyla bırakma kararı almış durumda. Aslında bu karar, ABD’nin uzun vadeli bir politikasının bir adımı. 1997 yılına dek tüm kök kaynak sunucular ve alan adı yönetim sistemi ABD hükümetinin elindeydi. 1997’deki “özelleşme” sonrasında, ABD yönetimi kademeli olarak internetin yönetiminden çekilmeye başladı. Kök kaynak sunucuların yönetimi ABD Ticaret Bakanlığı bünyesinde kurulan Ulusal Telekomünikasyon ve Enformasyon Yönetimi (NTIA) birimine bırakıldı ve bu birim de ICANN ve VeriSign ile çeşitli anlaşmalar imzalayarak yönetim ve bakım süreçlerini bu ikiliye verdi. Şimdi ise NTIA, 2015 yılı Eylül ayından itibaren kök kaynak sunucularla ilgili tüm sorumluluğunu tamamıyla devretmeye hazırlanıyor.
ABD’nin internet üzerindeki tüm kontrolü tamamen ICANN’e bırakacağını açıklaması sonrasında internetin kontrolü ve yönetimi yeniden tartışılmaya başlandı. ABD eski Başkanı Bill Clinton gibi isimler, Rusya ve Çin gibi rejimlerin ICANN içinde söz sahibi olup interneti kendi çıkarları doğrultusunda sansürleyebilecekleri endişesini dile getiriyorlar. ICANN ise bu endişeleri gidermeye çalışıyor.
ABD Temsilciler Meclisi İletişim ve Teknoloji Komisyonu’nda bir konuşma yapan ICANN Başkanı Fadi Chehade, bazı kişilerin ve hükümetlerin internetin kontrolünü ele geçirmeye çalışabileceklerini ancak ICANN’in çok paydaşlı modeli (multi-stakeholder model) sayesinde bunun engellenebileceğini söyledi. 15 yıldır ICANN’in faaliyette olduğunu ve karar alma mekanizmalarını hiçbir hükümete kaptırmadığını söyleyen Chedade, geçiş sürecinin önemli olduğunu ve 2015 Eylül’üne kadar bu konuda gerekli tüm adımları atmayı planladıklarını da belirtmeyi ihmal etmedi.
2013 yılı Mayıs ayında ICANN yaptığı bir açıklamayla internet hizmetini daha etkin verebilmek için ABD dışında Türkiye ve Singapur’da da genel merkezler kuracağını açıklamıştı. Bu konudaki ICANN yatırımları devam ediyor. İnternetin tamamen ICANN’e bırakılması ve ICANN’in üç genel merkezinden birinin ülkemizde kurulmasının sonuçlarını bir hayal edin.
Birilerinin dediği gibi her şey hayal etmekle başlar.
(Bu yazının bir kısmı 6 Nisan 2014 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)