Fotoğrafıma bakınca ne düşündünüz? Hadi ben size söyleyeyim. Çok dertsiz ve kalender duruyorum uzaktan bakınca değil mi? Hadi biraz yaklaştırın fotoğrafı. İlginç değil mi? Sanki biraz durgun… Belki biraz da huysuz. Neden diye sormayın. Çünkü, kuytu yaralarımı görmeden, saklı duygularımı bilmeden anlayamazsınız bu durgun huysuzluğumu.
Peki, biter mi bu durgun huysuzluğum? Bitebilir tabii ki… Çaresi var. Sarabilirsem kuytu yaralarımı ve açabilirsem saklı duygularımı sadakatinden şüphe duymayacağıma… Biter. Yapabilirsem biter.
Hayat, o kadar ilginç bir varlıktır ki… Duyguları yoktur hayatın. Herkes için acayip oyunları vardır ve herkese başka başka sunar. Kahpe tuzaklarını başka başka kurar. Geçmişin hesabını başka başka sorar. Ve… Herkesi başka başka yorar. Kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Çünkü, duyguları yoktur hayatın. Acımasızlar diyarının sultanıdır.
Ne oldu? Bir anda benimle ilgili tüm düşünceleriniz değişti şimdi değil mi? Derdimi paylaştım sizlerle… Güçsüzün tekiymişim ben de. Resmen şu an çaresizlik içinde dertten ağladım sizlere. Demek ki ben de etten ve kemiktenmişim.
Ve… Unutmayın. Hayat, tercihler ve o tercihlerin bedelleri üzerine kuruludur.
Nefs: “Geçmişe değil, hep ve sadece geleceğe bakmalıyız. Çünkü, geçmiş pişmanlıklarla dolu ve özür dileyemem ben. Üstelik, hiçbir şeyin hatırası kalmadı.”
Ruh: “Geçmişi olmayanın bugünü olur mu?
Nefs: “…”
Ruh: “Bugünü olmayanın geleceği olur mu?”
Nefs: “…”
Ruh: “Özür dileyemeyen insan olur mu?”
Nefs: “…”
Ruh: “Hatıra olmayan yerde hayat olur mu?”
Nefs: “…”
Ruh: “Hayat olmayan yerde muhabbet olur mu?”
Nefs: “…”
Ruh: “Muhabbet olmayan yerde aşk olur mu?”
Sevdalısın… Hayata mı? Yoksa hayatın sunduklarına mı? Şayet hayatın sunduklarına sevdalıysan, geçmiş olsun. Sağdan sola, soldan sağa savrulmayı göze alacaksın. Çünkü sen, kısırdöngülerin insanısın artık. Rumi’nin dediği gibi “Kimilerine günah bile yazılmaz.” … “Oh!.. Ne güzel deme!” İnsan olana, ağır mı ağır bir sözdür bu.
Unutmadan…
Allah’ı şah damarında hissetmek, meleklerle dans etmek, Şeytan’la aşık atmak gibi sana sunulanları unutarak nankörlüğü seçiyorsan… Üzgünüm… Hayatın senin için yapabileceği pek bir şey yok. Çünkü senin… Hayallerin fevkalade, gerçeklerin alelade.
Ben mi?..
Dünyaya sırf Besmele’yi kavramak için gelmiş ben, hâlâ Elif’in yanında bir toz zerresiyim.
Bir kelebek ağrısıydı, vakit dardı, mevsim hicazdı,
Yetişmem gereken bir ölüm, kaçmam gereken bir hayat vardı.
(Birhan Keskin)