Eğlence ve Medya Sektörünün Geleceği

Eğlence ve Medya Sektörünün Geleceği

28 Nisan 2020 0 Yazar: Musa Savaş

Dünyadaki hemen hemen tüm sektörlerler gittikçe karmaşık ve rekabetçi bir hale geldi. Bir de bunlara genç tüketicilerin taleplerinin o pazara girmeye çalışan yeni oyunculara fırsatlar sunması her şeyi daha da karmaşık hale getiriyor.

PwC (PricewaterhouseCoopers) tarafından bir raor yayınlandı. Rapor, küresel ölçekte Eğlence ve Medya Sektörünün 2016 – 2020 yıllarına dair öngörüler içeriyor. Yayınlanan Küresel Eğlence ve Medya Sektörüne Bakış 2016 -2020 Raporu’na göre, eğlence ve medya sektörünün dünya çapındaki toplam geliri, önümüzdeki beş yıl içinde birleşik yüzde 4,4’lük bir yıllık büyüme oranıyla artarak, 2020 yılında 2,14 trilyon dolara çıkacak.

Bu büyüme oranı iyi gibi görünse de sektör gelirlerinde geçen yılki yüzde 5,5’lik büyüme oranına kıyasla bir gerileme olduğunu ve beş yıl boyunca genel küresel ekonomik büyümenin gerisinde kalacağını gösteriyor. Fakat, bu durum daha yakından incelendiğinde, farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Eğlence ve medya sektörünün, istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeye sahip olması ve sahip olduğu dinamizmi dikkate almak gerekiyor. Toplam büyümesi tüm katılımcılar tarafından eşit olarak paylaşılmıyor olsa da, sektörün birçok alt kırılımlarında etkileyici büyüme ve fırsatlar bulunuyor. Bazı alanlardaki önemli gerilemeler ve durgunluk, “aktif” ülkeler, bölgeler ve sektörlerdeki çarpıcı genişlemelerle aynı anda gerçekleşiyor ve bu da çoklu değişim sunan bir küresel medya ortamı yaratıyor.

Rapora göre 54 ülkeden 36’sında, eğlence ve medya harcamaları GSYİH’den daha hızlı ve yüzde 50’den daha fazla bir oranda artıyor. Bize ilginç gelense Venezuela’nın bu listenin başında gelmesi. Bu ülkede, eğlence ve medya harcamalarındaki büyümenin, 2016 yılında GSYİH’deki büyümeyi yüzde 14’ten daha fazla bir oranda geçmesi bekleniyor. Brezilya, Pakistan ve Nijerya gibi nüfusun yoğun olduğu eğlence ve medya pazarları da, görece daha yüksek eğlence ve medya büyüme oranları kaydetmesi bekleniyor.

Segmentler arasındaki büyük farklılıklar, ülke düzeyinde büyüme oranları arasındaki farkları etkiliyor. Beş sene içinde küresel olarak en hızlı büyüme kaydeden segment, yüzde 11,1’lik bir yıllık birleşik büyüme oranıyla internet reklamcılığı olması ve bunu yüzde 6,8’lik bir yıllık birleşik büyüme oranıyla internet erişimi takip edecek.

Diğer yandan internetin hayatımıza girmesiyle olumsuz etkilenen basılı yayınlar özellikle de dergi ve gazete yayıncılığı düşüş yaşayacak. Ancak burada bile bölgeler arasında büyük farklılıklar yaşanacak. Gazete yayın gelirlerinde, Kuzey Amerika’da yüzde 3,1’lik yıllık birleşik düşüş yaşanması beklenirken Hindistan’da ise bu rakam yüzde 2,7 oranında artacak.

Çeşitlilik gösteren ve çok yönlü bu durum karşısında, harcama kalıplarındaki geniş kapsamlı değişiklikler devam edecek. Eğlence ve medya çapındaki gelir, yayıncılık işletmelerinden özellikle over-the-top (OTT) hizmetler sunan (yani Google, Facebook vb.) ve tüketici verisi üzerinden gelir elde eden video ve internet şirketlerine doğru kayıyor. Doğrudan tüketici harcamasına ilişkin modeller güçlü kalmaya devam edecek ancak mobil veri de dâhil olmak üzere internet erişimine ilişkin harcamalar, reklamcılıkla rekabet halinde olacak. Bu gelişme, pazara yeni giriş yapan oyuncular ve geleneksel oyuncuların, OTT video ve yeni e-ticaret fırsatları gibi yeni pazarlara ve segmentlere doğrudan sıçramaları için daha verimli bir zemin hazırlayacak.

PwC Türkiye Eğlence ve Medya Sektörü Lideri Murat Çolakoğlu rapor sonuçlarını şöyle değerlendiriyor: “Eğlence ve medya şirketleri her zamankinden daha karmaşık bir küresel ortamla karşı karşıyalar. Bu ortamda her pazarın, demografiden içerik zevkine, altyapıdan düzenlemelere kadar birçok farklı yerel faktörün şekillendirdiği, kendilerine özgü bir büyüme dinamikleri var. Kaos ortamında çalışabilmek ve değer fırsatları belirleyebilmek için, şirketlerin yerel düzeyde faaliyet gösteren güçlere ilişkin daha da derin bir anlayış geliştirmeleri gerekiyor. Bu sayede, hem yerleşik hem de gelişmekte olan pazar oyuncuları, sektördeki değişimlerden faydalanma ve büyümenin bir sonraki aşamasına öncülük etme konusunda kendilerini doğru bir şekilde konumlandırabilir.”

(Bu yazının bir kısmı 10 Temmuz 2016 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)