Yükselen ARGE – Türk ICT’sinde 2012’nin En Popüler Gelişmesi

18 Temmuz 2013 0 Yazar: Musa Savaş

Adetten olan bir yıl bitip, diğeri başlarken, neler oldu, neler olacak diye yaptığımız muhasebeye devam ediyoruz. Bu hafta da Türk ICT (Information Communication Technology) sektöründe 2012 açısından en önemli gelişmenin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Yani biten yıla baktım.

Tabi ki, tabletlerin yükselişi, siber saldırılar ve uzantısında kurulan güvenlik yapılanması, GSM firmalarındaki kampanyalar, ikoncanlara bile iş alanı yaratan özel alışveriş kulüpleri ya da fırsat siteleri sayesinde hızla yükselen e-ticaret rakamları, geniş bant (fiber) yatırımları, yazılım sektöründeki gelişmeler vs. düşünülebilir. İlginç olan 2012’de en çok ARGE konuşmuşuz.

Eski yıllarda da ARGE konuşurduk ama hep “ah ah” diyerek konuşurduk. Geçen yıl gördüğüm kadarıyla AK Parti hükümeti ilk gününden itibaren bu konuya önem verdi. Bu önemin sözde kalmadığını da, çeşitli uygulamalar, çıkarılan ARGE kanunu ve yönetmelikleri ile gördük.

Bu konuda anmak gerekirse, öncelikle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, hemen arkasında da Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın payı var.

Örneğin;  3G ihalesine bakalım. Devlet bu ihalede çok önemli bir adım attı. “mobil sektörde artık keşfedilecek ne kaldı ki?” gibi önyargılara prim vermeden, operatörlerin ve ekipman satıcı firmaların “servis halka daha pahalıya gelecek” korkutmalarına da aldırmadan iki önemli kural koydu; ARGE merkezi açıp, belli sayıda Türk mühendis çalıştırma zorunluluğu (sonuçta 500’e ulaşan sayıda) ve yatırımlarında alacakları ekipman ya da servisin yüzde 40’Lık kısmını Türk Kobilerinden alma zorunluluğu.

Ben bu iki kuralı da alkışlıyorum. Yıllardır “ah ah” denilip, bir şey yapmadan geçiştirilen ARGE’yi, aldıkları yerinde kararlarla bugün GSMH’nın % 0,87’sine taşıdılar. Yani 2012’de ARGE’ye harcanan para 11 milyar TL’ye ulaştı. Bu 11 milyar harcamanın karşılığını, önümüzdeki yıllarda katlanarak greceğimize inanıyorum. Hükümetlerin görevi de sanırım bu olmalı.

Yeter mi? Tabi ki yetmez !! Hükümetin koyduğu hedef yüzde 2. Buna ulaşmak için uzun bir yol var. Türk Üniversite ve Kamu’nun ARGE harcamalarına baktığımızda, rakamların dünya ve Avrupa ortalamasına yakın rakamlar olduğu görülüyor. Eksik bölüm özel firmaların ARGE’ye yatırım yapmalarının arttırılması konusunda.

Hükümetin de, bu konuda bir seferberlik ilan ettiğini görüyoruz. Örneğin KOSGEB destekleri, zaman zaman bazı noktalarda eleştirilse de, önemli fonksiyonlar üstlendi. Örneğin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 1 ocak itibariyle önemli bir ARGE fonunu yürürlülüğe koydu. Duyumlarımız bu fon için şimdiden yüzlerce projenin sırada olduğu şeklinde. Tabi ki, Tubitak, TTGV gibi kuruluşların da önemli fonksiyonları var ve kendilerini hep alkışlıyoruz.

Bunları konuşurken, BTK’nın adını anmadan geçemeyeceğim. Bazı konularda eleştirsek de, BTK özellikle ARGE konusunda çok önemli adımları attı ya da adımların atılmasına katkıda bulundu. Dr.Tayfun Acarer’in başkanlığındaki BTK’yı da bu nedenle kutlamamız lazım.

Bugün Bilişim ve Telekom sektöründe, tüketici olduğumuz, üretici olamadığımız eleştirisi hep yapılıyor. Bunun en önemli nedeni geçmiş hükümetlerin konunun önemini anlamamış olmalarıdır. Örneğin Hindistan gibi ülkelerde çok uluslu firmalara uygulanan “gel burayı pazar olarak kullan ama buradan kazandığın paranın yüzde 25’ini de buraya bırak, maaş olarak, reklam olarak ya da KOBİ firmalarla işbirliği olarak” kuralının ülkemizde de uygulanması lazım. 3G ihalesi bunun bir örneğiydi.

Ancak kamu kurumlarının da alımlarında yerel firmalara pozitif ayrımcılık tanıması çok çok önemlidir. Bu dünyanın en önemli firmalarının çok ileri teknolojilerinden yararlanmamak anlamına gelmiyor. Tam tersine, bunun anlamı, bu çok uluslu firmalarla Türk Kobileri arasındaki işbirliğinin arttırılması demek oluyor.

Anlayacağınız ARGE konusunda son 10 yılda hızlanan çalışmalar benim gördüğüm 2012’de topyekün bir seferberliğe dönüştü. Eksiklikler yok mu? Tabi ki var. Ama eksiklik yanısıra derinleşme var. Eskiden sadece “Teknopark”, sadece “Teşvik” diyen özel sektör bugün “AR kadar GE’ye de önem verilsin”, “yerinde arge desteği verilsin” ya da “1 kişilik şirkete de ARGE desteği verilebilsin” türü daha derinleşmiş taleplerde bulunuyorlar.

Haydi hayırlısı.. Bunun meyvalarını önümüzdeki yıllarda göreceğiz…

(Bu yazının bir kısmı 13 Ocak 2013 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)