Türk Telekom’un geri dönüşü…

Türk Telekom’un geri dönüşü…

23 Mayıs 2023 0 Yazar: Musa Savaş

Türk Telekom geçtiğimiz hafta bir basın toplantısı yaptı. Bu basın toplantısı yaptığı diğer toplantılardan farklıydı. Çünkü, Paul Doany yaklaşık 15 ay önce (26 Eylül 2016) ikinci kez Genel Müdürlük koltuğuna oturduğundan beri ilk kez bire bir medya mensuplarının karşısına çıkıyordu.

Doany, 2017’nin 9 aylık finansal sonuçlarını ve şirketin 5 yıllık stratejik plan çerçevesinde belirlenen gelecek vizyonunu paylaştı. 2017’nin 9 aylık finansal rakamlarının, Türk Telekom’da Eylül 2016’da başlatılan dönüşümün olumlu sonuçlarını net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Doany, “Türk Telekom bu dönemde hedeflerinin de üzerinde yıllık bazda yüzde 12 büyüdü. Özellikle internet, mobil ve TV pazarından gelen büyüme ile Eylül 2016-Eylül 2017 arasındaki 12 aylık süreçte 2 milyon net abone kazandı. Bu 2008’deki halka arzdan bu yana elde ettiğimiz en büyük 12 aylık net abone kazanımı ve en yüksek büyüme oranı. Kârlılıkta da ciddi bir artış yakaladığımız 2017’nin 9 aylık döneminde 1,25 milyar TL net kâr elde ettik. 40,5 milyonu aşkın abonemizle ülkenin lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi olmanın sorumluluğu ile kaliteli ürün ve hizmet sunmaya devam ettik” diye konuştu.

Toplantıda Türk Telekom’un 5 yıllık stratejik planına ilişkin ipuçlarını da paylaşan Doany, şunları anlattı: “Pek çok telekom şirketinin üçer yıllık stratejik planlar hazırladığı bir dönemde, biz Türk Telekom olarak 5 yıllık bir stratejik plan hazırladık. Bu, Türkiye’nin geleceğine, şirketimizin pozisyonuna ve büyüme potansiyeline olan güvenimizin bir göstergesi. Türkiye’nin, sektörün ve Türk Telekom’un koşullarına uygun, sürdürülebilir ve gerçekçi hedefler koyduğumuz 5 yıllık stratejik plan kapsamında şirketimiz, iki önemli alana odaklanacak. Bir yandan ülkemizdeki her bireyin günlük hayatına dokunan yeni ürün ve hizmetlerimizle kitlesel pazarda karlı büyümemizi sürdüreceğiz. Bir yandan da uluslararası işbirlikleri ve iştiraklerimizin de sağladığı sinerjiyle AR-GE’ye daha fazla odaklanacağız. Akıllı şehirler ve geleceğin teknolojilerine daha fazla yatırım yapacağız. Böylece geliştirdiğimiz katma değeri yüksek çözümlerimizle Türkiye’nin en iyi şirketlerinin dijital dönüşümüne liderlik etmeyi planlıyoruz.”

Sadece bunlardan bahsetmedi tabii ki. Birçoğumuzun merak ettiği hemen hemen her konuya değindi. Kısaca özetlemeye çalışayım. En çok vurguladığı kelime imtiyaz oldu. Türk Telekom’un imtiyazlı bir şirket olduğu için diğer operatörlerden bazı konularda ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Oger’in borçları ile ilgili olarak da Türk Telekom’un büyük bir yapı ve profesyonel bir yönetimi olduğunu, hissedarların farklı ticari operasyonlarının Türk Telekom’un profesyonel yönetimini ilgilendirmediğini belirtti. Ayrıca Türk Telekom’un yatırım yapması gerekiyorsa bunun kararlarını alıp yapacağını bu konuda hissedarların şirketi engellemeyeceğini söyledi. Alt yapının diğer operatörlere kullandırılması ile ilgili olarak da Bakan beyin bir çözüm bulmalarını söylediğini, kendilerinin de öncelikle küçük operatörlerle görüşüp adım adım problemleri çözdüklerini belirtti. Büyük operatörlerle bu konuda daha yavaş yol adıklarını fakat çözümden umutlu olduklarını da ekledi. Dikkatimi çeken diğer bir başlıksa Türk Telekom’un verilerine göre hazırlanmış şehirlerin internet penetrasyonu oldu. Diğer bir deyişle Türkiye’nin dijital haritası. Dijital eşitliğin ülke kalkınmasındaki önemini bilenler için bu çok değerli bir bilgiydi.

Toplantıdaki ortam, Paul Doany’nin kendinden emin duruşu, bire birdeki sempatik diyalogları dikkatimi çeken diğer detaylardı.

Son olarak; bu toplantı Türk Telekom’un tam bir geri dönüşüydü. Bu sektörün kralı benim demenin bir başka şekliydi. Ha, deyince geri dönülmez. Geri dönüşler cesaret gerektirir. Geri dönülecek durumu, geri dönülecek duruma dahil olmuş herkesin haketmesi gerekir. Geri dönmek haketmektir. Geleceği haketmek de geçmişi haketmek gibi şimdiden geçse de, geçmişi haketmenin fazladan bir yükümlülüğü vardır. Türk Telekom üstlendiği yükümlülüklerle ve sorumlulukla daha çok istemek ve çabalamak zorundadır. İşte bu toplantıda ben bunları gördüm.

(Bu yazının bir kısmı 10 Aralık 2017 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)