Yeni normaller
Normal nedir? Neye normal deriz? Şimdi size sözlükten alıntı yapmayacağım. Hepimizin kelimelere dökemesekte bir normal algısı vardır.
Kişisel mahremiyet konusundaki normalimiz nedir? Tartışmanın bir anlamı var mı? Tabii ki kişisel mahremiyet insanın özelidir ve saygı duyulmalıdır. Kişisel mahremiyeti ihlal eden devlette olsa hoş değildir. Şöyle bir düşünün yıllar önce ne normaldi ne değildi?
90’lı yıllarda her evde televizyon ve telefon normaldi. Fakat 80’li yıllarda bunlar normal bir durum değildi. 2000’li yıllarda internet ve erişimi gayet normalken daha öncesinde bir lükstü.
Tüm bunları niye yazıyorum? Biz ve bizden eski kuşaklar için izlenebilir olmak hala bir tabu. Bizler hâlâ internet dünyasının sosyal araçlarında (Facebook, Twitter, Forusquare, vb.) bir iz bırakacağımız zaman defalarca düşünüyoruz. Bunları kullanmanın normal bir davranış olduğunu içselleştirmeye çalışıyoruz. Çünkü hâlâ bunlarda iz bırakmayı normal kabul edemiyoruz. Yeni kuşak gençlere bakın. Bu araçları korkusuzca kullanıyorlar. Onlar için gayet normal bir olay. İşte bu ve benzeri olayları yeni normaller diye adlandırmak gerekiyor.
Bizlerde böylemi kabul etmeliyiz veya bu yeni normaller aslında birer saatli bomba mı? Aslına bakarsanız bunlar birer saatli bomba. Nitekim internet dünyasında yaptığınız her hareket iz bıraktığı için yarın birgün ortamın veya içinde bulunduğunuz topluluğun ortak psikolojisiyle hareket ederek bıraktığınız izler bir anda dünyanızı karartabileceğini hiç düşündünüz mü?
Hatta şaka yollu yaptığınız bazı paylaşımlar yüzünden suçlanabileceğinizi hiç düşündünüz mü? Bence düşünün. O yüzden sizlere tavsiyem gerçek hayatta söylemeye veya yapmaya cesaret edemeyeceğiniz hiç birşeyi internet ortamında da yapmayın. Aksi takdirde öyle şeylerle karşılaşırsınızki, inanın bana tahmin bile edemezsiniz.
Zararlı kodlar
Android işletim sistemli akıllı telefonların pazar payları hızla artıyor. Dolayısıyla da hacker’ların ilgi alanına girmiş durumda. Android’ler için zararlı kod üretiminde bir hayhli artış var. Bunlara dur demeye çalışan güvenlik yazılımı firmalarıda boş durmuyor tabii ki. Nitekim bunlardan biri olan Symantec bir rapor hazırlamış. Bu rapor, Android uygulamaları pazarının yılın ilk yarısına ilişkin mevcut güvenlik riskleri hakkında bir analiz.
Analiz, malware ve diğer zararlı kod yazılımlarının agresif reklam içerikleri kullanan uygulamalarla bağlantıya geçmeleri sonucu, Android cihazlar üzerinde yarattıkları etkileri ortaya koyuyor. Reklam içerikleri, hedeflerine ulaşmak için uygulama kullanıcılarının bilgilerini topluyor, bu bilgileri dışarı sızdırabiliyor veya bildirimler panosunda reklam göstermek, ikon/simge oluşturmak veya internet tarayıcınızdaki yer imlerini değiştirmek gibi rahatsız edici eylemlere de neden olabiliyor. Terminolojide bu tür zararlı içerikler ‘agresif reklam içerikleri’ olarak adlandırılıyor.
Güvenlik firmaları bu yılın ortasında 65 adet reklam içeriği tespit etti ve bunların yüzde 50’si agresif olarak sınıflandırıldı. Agresif reklam içeriklerini kullanan uygulamaların oranı 2010’dan beri her gün artarak, 2013’ün ilk yarısında yüzde 23’e yükseldi. Doğası gereği daha çok Fotoğrafçılık, Oyunlar ve Eğlence kategorilerinde bulunan zararlı kod yazılımlarına kullanıcılar en fazla, Kişiselleştirme, Hizmetler & Demo ve Yarış Oyunları kategorilerinden uygulama indirirken rastlıyorlar.
Zararlı kod yazılımlarının hacmi, tahmin edildiği gibi istikrarlı bir artışla büyüyor. Bilinen zararlı kod yazılım örneklerinin sayısı (madware ve grayware hariç) Haziran 2013’de 275,000’e yaklaştı ve Haziran 2012’den bu yana dört katına çıkarak bir rekor kırdı.
Tüm bunlar ne demek? Kısaca telefonunuza her uygulamayı indirmeyin demek. Hele çocuklarınızın eline veripte rastgele uygulama indirmelerine hiç imkan tanımayın demek. Bilinçli olun demek. Başka sçze gerek var mı?
(Bu yazının bir kısmı 3 Kasım 2013 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)