İnovasyon odaklı dev “Zirve”

11 Aralık 2013 0 Yazar: Musa Savaş

Geçen haftaki “İlginç bir etkinlik hikayesi…” başlıklı yazımızda büyük ölçekli ve uluslararası firmaların yaptığı büyük etkinliklerden ve bunları niçin yaptıklarından bahsetmiştik. Fujitsu’nun her yıl yaptığı “Fujitsu Forum” etkinliği özelinde anlatmıştık konuyu. Yazımızın son paragrafında ise şunları yazıp bir temennide bulunmuştuk: “Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz. Bu ve buna benzer etkinlikler uluslararası şirket olmayı hedefleyen her firma için belli bir ölçekten sonra kaçınılmaz görünüyor. Yapmazsanız kaybedersiniz. Yaparsanız kazanacaklarınızı benim söylememe gerek yok. Gönlüm isterki ülkemizin teknoloji firmalarıda bu tür büyük etkinlikler yapsın. Gerçi iyi satış yapan bayilerini çdüllendirmek için Antalya veya Kıbrıs’a götürerek tatil yaptırıyorlar. Ödüllendirmeye bir şey dediğimiz yok. Fakat olay sadece tatil boyutuyla kalmamalı. Pazar paylarını topluca nasıl büyütürüz üzerine yoğunlaşılmalı. Güzel hareketler bunlar. Dolayısıyla bu tür büyük etkinliklere gücü yeten yerli firmalarımızdan da aynı hareketleri bekliyoruz.”

Planlamaya çalışsak böyle denk getiremeyiz. Yazımızın yayınlandığı hafta ülkemizin önde gelen mobil operatörlerinden Turkcell, zirve adı altında büyük bir etkinlik gerçekleştirdi. İsmi Turkcell Teknoloji Zirvesi olan etkinlik 2 gün sürdü ve yaklaşık 10 bin kişiyi ağırladı.

Zirvede 100 oturumda 200 fikir önderi binlerce davetliyle bir araya getirildi. Haliç Kongre Merkezi’nde 12-13 Kasım günlerinde gerçekleşen etkinlikte, Microsoft Başkan Yardımcısı Alberto Arciniega, Wired dergisinin kurucularından editör Kevin Kelly ve Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv ana konuşmacıydılar. “İş’te Teknoloji Hamlesi” vizyonuna paralel olarak teknolojinin iş dünyası üzerindeki etkilerinin masaya yatırıldığı Zirve, Teknoillüzyonist Marco Tempest’in muhteşem gösterisi ile açılıp, Cem Yılmaz’ın İLERİTKNLJ gösterisi ile sona erdi.

Zirvenin ana konuşmacılarından Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, içinde bulunduğumuz 50 yıllık dönemin insanlık tarihinde bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak şirketler açısından yeni dünyayı doğru okumanın önemine dikkat çekti. Ciliv şunları söyledi: “Yeni dünyanın belki de en önemli olayı mobil internetin insanlığa etkisi. Bilgiye ulaşmak çok önemli. Teknoloji devriminin geliştirdiği bu yeni dünyada kurum ve şirketlere çok önemli görevler düşüyor. Teknoloji ve inovasyonla farklılaşmak kilit önem taşıyor. Bu yeni dünyayı iyi okuyanlar hızla yükselebiliyor, okuyamayanlar ise yok oluyor. Bugün artık her yer ofis haline geldi, akıllı telefonlar yeni iş bilgisayarlarımız. Bu nedenle şirketlerin, kritik işleri ve uygulamaları için üstün network platformuna ihtiyacı var. Network kesilince bilişim duruyor, bulut duruyor, M2M duruyor. Biz Turkcell takımı olarak tüm müşterilerimize güçlü, çevik ve akıllı network ayrıcalığını sunuyoruz. Yeni network’e; yani fiber ve mobil entegrasyonuna yaptığımız yüksek yatırım sayesinde kapsama, kalite ve hızda güçlü ve üstün hizmet sunuyoruz. Seyyar istasyonlarımız, proaktif hazırlıklarımız ve afet-acil durum yönetimi konusundaki uzman ekibimizle çevik bir network deneyimi yaşatıyoruz. Network’ümüzü cihaza göre optimizasyon gerçekleştirerek, trafiği içeriğe göre yöneterek akıllı hale getiriyoruz. Başlattığımız İş’te Teknoloji Hamlesi ile, şirketlerin işlerine odaklanmalarını, teknolojiyle inovasyonu yakalamalarını hedefliyoruz. Elinizdeki en büyük kaynak bilgi ve teknoloji ile inovasyon. Turkcell olarak bizim odak noktamız inovasyon. Bunu siz de yaptığınız zaman, inovasyonu odağınıza aldığınız zaman başarı sizden kaçamaz.”

Turkcell’in gerçekleştirdiği bu etkinliği oldukça başarılı bulduğumuzu söylemeliyim. Ülkemize ait bir firmanın çıkıp kendi iş ağını daha da büyütüp geliştirebilmek için böyle bir etkinliği yapması diğer firmalara da örnek olur düşüncesindeyiz. Dikkat edilmesi gereken tek şey; bu tür etkinliklerin ilerleyen zaman içinde odağını kaybetmesi ve firmanın iş ağını geliştirme amacından uzaklaşmasıdır. Turkcell’in bu konuda da gerekli hassasiyete sahip olduğuna inanıyoruz.

(Bu yazının bir kısmı 17 Kasım 2013 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)