Microsoft, Yahoo’ya neden teklif etti?
Tüm dünyada yaklaşık altı aydır tartışılan konu; küresel bir ekonomik kriz olacak mı olmayacak mı, olacaksa nasıl bir süreç izleyecek ve etkisinin büyüklüğü ne olacak? Hergün ABD merkezli gelen haberlerle kriz tahminleri revize edilip duruyor. Fakat Şubat ayının ilk günü dünyanın gündemine düşen Microsoft’un Yahoo’ya yaptığı teklif tüm ezberleri bozdu.
Microsoft, Yahoo’ya 44,6 milyar dolar teklif etmişti. Microsoft’un Yahoo’ya bu ilk teklifi değildi ama bu miktar ilkti. Dünya bir an afalladı. Gazeteler ekonomi sayfalarında “FED’in yapamadığını Microsoft yaptı” gibi başlıklar geçmeye başladılar. Öyle ya! Hani ekonomik kiriz geliyordu? Ekonomik kriz geliyor idi ise olması gerekenin çok üstünde yapılan bu teklifte neyin nesi idi? Dünya ekonomisini kurtarma işini ABD hükümeti Microsoft’a mı havale etmişti?
Tabii ki bunların hiçbiri değil. Microsoft tamamen rasyonel bir şirketin yapması gerekenleri yapıyordu. Çünkü kurucusu ve onu bugünlere getiren en önemli aktörlerden olan Bill Gates internet hakkındaki doğru olmayan öngörüleri ve o öngörülerle yapılan yatırımlar Microsoft’a hem zaman hem de para kaybettirmişti. Bu kayıplar doğal olarak internet gibi bir büyük pazarı Google gibi çok genç bir şirkete kaptırmasına yol açmıştı.
Bill Gates bu yılın başında ABD’de yapılan CES’de (Consumer Electronics Show) artık zamanının tamamını kendi ve eşi adına kurduğu vakfa harcamayı planladığını açıklayarak bir nevi emekli oldu. Peki neydi Bill Gates’in internet konusundaki yanlışları. En önemli yanlışı “Microsoft Network” adını verdiği alternatif bir ağla internete rakip olmaya çalışmasıydı. Evet, yanlış okumadınız Bill Gates internete rakip olacak kendi interneti kurmaya çalıştı. Bunu yaparken de güvendiği şey işletim sistemi alanındaki hakimiyeti ve onun içine gömdüğü internette gezinmeyi sağlayan tarayıcı (Internet Explorer) programıydı. Bill Gates’in bu hayali Microsoft’a hem zaman hem para kaybettirdi. İçeriden gelen tepkilere daha fazla dayanamadı ve Microsoft Network çalışmaları MSN’e dönüştürülerek bir nevi zararın neresinden dönülürse kardır mantığı ile hareket edildi.
Microsoft interneti anlamaya ve onunla ilgili planlar yapmaya çalışırken, Stanford Üniversitesinde okuyan 1968 doğumlu Jerry Yang ve 1966 doğumlu David Filo, kendi web sitelerinde beğendikleri internet sitelerinin listesini yayınlıyorlardı. Kendi web siteleri ise okudukları üniversitenin bilgisayarlarında bulunuyordu. 1996 yılında hayata geçen Yahoo kısa zamanda o kadar popüler olur ki kurucuları onu bağımsız bir site ve şirket haline getirmeye karar verirler. Sonrası ise tam bir başarı öyküsü. Daha sonrası ise yaptıkları yanlışlar neticesinde ve rakiplerinin de çoğalması ile doğal olarak Pazar kaybetmeye başlarlar. Yaptıkları yanlışların en başında geleni ziyaretçilerine her şeyi sunmaya çalışmasıydı. Örneğin Yahoo borsa verilerini sunmak için anlaşmalar yapıyorken Google borsa verilerini en iyi sunan siteleri buluyordu. Yahoo e-posta hizmetlerinden para kazanmaya çalışırken Google bedava e-posta dağıtıyordu. Dolayısı ile Yahoo ve benzerleri kaybederken internette Google çağı başlıyordu.
Tekrardan bugüne döndüğümüzde Microsoft’un Google devi karşısında yanına alabileceği tek firmanın Yahoo olduğunu görüyoruz. Dolayısı ile Microsoft’un bu hareketi gayet rasyonel. Gerçi hisse başına 31 dolar teklif ederek yüzde 62 fazla değerleme yapan Microsoft CEO’su Steven A. Ballmer’ın ne kadar rasyonel davrandığı tartışılsa da Yahoo Yönetim Kurulu’na yazdığı mektupta bunun sebebi de gayet iyi anlaşılıyor. Mektupta şöyle diyor: “Pazar sadece bir firma tarafından (Google olduğunu tahmin etmek zor değil) yönlendiriliyor ve yeni satın almalarla yerini iyice güçlendiriyor. Birleşirsek ziyaretçilere, reklam verenlere ve yayıncılara yeni seçenekler sunabiliriz”
(Bu yazının bir kısmı 10 Şubat 2008 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)